TRBiR – Almanya’da Sosyal Demokrat Partili (SPD) Başbakan Olaf Scholz’un koalisyon ortağı Hür Demokrat Partili (FDP) Maliye Bakanı Christian Lindner’i görevden almasıyla başlayan hükümet krizi bütçe dahil birçok önemli yasa tasarısının Federal Meclis’te kabul edilmesini tehlikeye soktu. FDP’nin koalisyon hükümetinden ayrılması sonrasında SPD ve Yeşiller’in mecliste çoğunluğu sağlayamaması nedeniyle bu yasa tasarılarının parlamentoda kabul edilebilmesi için muhalefet partilerinin desteği gerekiyor.
Muhalefetteki Hristiyan Birlik (CDU/CSU) ve FDP’nin henüz desteğe yanaşmaması nedeniyle 2024 yılı için hazırlanan ek bütçenin yanı sıra 2025 yılı bütçesinin akıbeti belirsizliğini koruyor.
FDP Parlamento Sekreteri Torsten Herbst, Bild gazetesine yaptığı açıklamada, “Ek bütçenin, şu ana kadar planladığı şekliyle kabul edilmesinin pek mümkün olmadığını düşünüyorum” dedi. Herbst, Federal Meclis’in gereken onayı vermemesi halinde SDP’li yeni Maliye Bakanı Jörg Kukies’in bütçeyi dondurabileceğini de sözlerine ekledi.
CDU/CSU Grubu Bütçe Politikaları Sözcüsü Christian Haase de bütçenin dondurulması halinde federal hükümetin desteklediği projelerin durdurulabileceğine dikkati çekerek, “Scholz, çoğunluğa sahip olmayan bir hükümetin sorumluluğunu taşıyor. Dolayısıyla yasaların kabul edilmemesi ve bütçenin dondurulması ihtimalinden de sorumlu” diye konuştu.
DWTürkçe’nin aktardığı haberde Koalisyonun dağılması öncesinde hazırlanan ek bütçenin bu yılın sonuna kadar Federal Meclis’te kabul edilmesi öngörülüyordu. SPD, Yeşiller ve FDP koalisyonu 2024 yılı için öngörülen bütçenin yetersiz kalması üzerine ek bütçe üzerinde anlaşmış ve ek bütçe bakanlar kurulu tarafından da onaylanmıştı. Ek bütçede ek vatandaşlık parası giderleri için 3,7 milyar euro, yenilenebilir enerjilere verilen teşvikler ile Avrupa emisyon ticareti gelirindeki eksikler için 10,4 milyar euro öngörülüyor.
2025 yılı bütçesinin akıbeti belirsiz
Ek bütçenin yanı sıra 2025 yılı bütçesinin de mecliste kabul edilmesine pek ihtimal verilmiyor. Meclis Bütçe Komisyonu Başkanı Helge Braun, hükümet krizi nedeniyle bütçe konusundaki belirsizliğin de uzun sürebileceğini belirtti. MDR radyosuna konuşan CDU’lu Braun, 2025 yılı bütçesinin kabul edilmesinin yılın ortasını, hatta sonbaharı bulabileceğini belirterek, “Azınlık hükümeti ile böyle bir projenin hayata geçirilmesi mümkün değil” dedi. Yeni bir hükümetin de bütçeyi bu haliyle devralamayacağını ifade eden Braun, yeni hesaplamaların yapılması gerekeceğini kaydetti. Gelecek yılın bütçesi kabul edilene kadar geçici bütçenin uygulanabileceğini belirten Braun, “Ancak bu da birçok sorunu beraberinde getirir ve teşvik programlarına ödeme yapılamaması halinde ekonomiye zarar verir” dedi. Braun, bu nedenle de Scholz’a bir an önce güven oylamasına gidilmesi ve dolasıyla erken seçimlerin önünü açması çağrısı yaptı.
Başbakan Scholz, güven oyu istemeden önce bazı yasa tasarılarının kabul edilmesini hedefliyor, bu nedenle de Ocak ayının ortasında güven oylamasına gitmeyi planladığını söylüyordu. Scholz, Pazar akşamı yaptığı açıklamada ise güven oylamasının Noel, yani 24 Aralık öncesinde de yapılabileceğini belirtti. Ancak Hristiyan Birlik ve FDP ise güven oylamasının ve dolayısıyla erken seçimin bir an önce yapılması için baskıyı artırıyor. Birlik partileri, Scholz’un güven oylamasına bir an önce gitmesi halinde, bazı tasarıların kabul edilmesini destekleyeceği mesajını da veriyor.
Scholz’un kaybetmesi beklenen güven oylamasının ardından Cumhurbaşkanı Frank-Walter Steinmeier’in 21 gün içinde Federal Meclis’i feshetmesi ve 60 gün içinde erken seçimlere gidilmesi gerekiyor.
Kritik yasa tasarıları
Federal Meclis’in gündeminde bütçenin yanı sıra kritik yasa tasarıları bulunuyor. Başbakan Scholz, Avrupa Birliği (AB) genelinde ilticaya ilişkin düzenlemeler öngören Ortak Avrupa Sığınma Sistemi’nin bir an önce onaylanmasını istiyor. Almanya, bu konuda hızlı davranarak, diğer AB üyelerini de teşvik etmeyi hedefliyor. Ancak bu yasa 2026 ortasında AB genelinde yürürlüğe gireceği için Federal Meclis’te onaylanmasının aciliyeti bulunmadığı değerlendiriliyor.
Koalisyon hükümetinin vatandaşları doğrudan ilgilendiren planları da hükümet krizi ile birlikte çıkmaza girdi. Çocuklara temel güvence öngören yasanın çıkarılması koalisyonun en önemli sosyal projelerinden biriydi. Çocukların desteklenmesini ve buna erişimi kolaylaştırmayı hedefleyen yasal düzenleme, birçok yeni idari kadro gerektirdiği için eleştirilere de yol açmıştı. Bu nedenle de bütçe tasarısında çocuklu ailelerin üzerindeki maddi yükü hafifletecek önlemler öngörülmüştü. Bütçenin belirsizliğe girmesi nedeniyle çocuklara yönelik destek planlara da rafa kalkabilir.
Bakanlar kurulu tarafından Mayıs ayında kabul edilen ve Scholz’un mutlaka hayata geçirmek istediği emeklilik paketinin de geleceği belirsiz. Tasarı, 2040 yılına kadar emekli parasının, maaşın yüzde 48’i düzeyinde kalmasını öngörüyordu. Hükümet krizi yaşanmadan önce FDP’nin hoşnut olmadığını ifade ettiği tasarıya Birlik partileri de karşı çıkıyor. Bu nedenle de emeklilik paketinin meclis tarafından onaylanmayacağı tahmin ediliyor.
Federal Meclis’in gündemine gelen çocukların cinsel istismardan korunmasını hedefleyen yasa tasarısı komisyonlara gönderilmişti. Birlik partilerinin temelde karşı çıkmadığı tasarı, erken seçim öncesinde mecliste onaylanabilecek tasarılar arasında bulunuyor.
SPD’li Sağlık Bakanı Karl Lauterbach’ın hayata geçirmek istediği hastane reformunun da geleceği belirsiz. Reform, Almanya’daki yaklaşık bin 900 kliniğin sayısının azaltılması ancak kalitesinin artırılmasını öngören reformun yaklaşık 50 milyar euroyu bulan maliyetinin federal ve eyaletlerin bütçesinden karşılanması planlanıyordu. Federal Meclis’te kabul edilen tasarının şimdi Eyalet Temsilcileri Meclisi’ne (Bundesrat) takılabileceği belirtiliyor.