Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Konseyi’nde Almanya’daki durumla ilgili düzenlenen oturumda konuşan Alman Dışişleri Bakanlığı nezdinde federal hükümetin insan hakları sorumlusu Luise Amtsberg, ülkesinde insan haklarının korunması konusunda sorunlar bulunduğunu kabul etti.
Almanya’da ırkçılığın çok uzun yıllar önemsizmiş gibi gösterildiğini belirten Amtsberg, Almanya’daki Yahudi düşmanı saldırıları kınadığını kaydetti, ırkçılık, antisemitizm, Roman ve Sintilere yönelik düşmanlık ve diğer dışlama ve ayrımcılık şekillerine karşı mücadelenin sürdürülmesi gerektiğini söyledi.
Almanya’nın cinsiyet eşitsizliği ve başta çocuk yoksulluğu olmak üzere yoksullukla mücadeleyi sürdüreceğini belirten Amtsberg, hükümetin yoksul ailelere ek ödenek öngören yasal düzenlemesine işaret etti.
İsrail eleştirisi
Almanya’da insan haklarının durumunun mercek altına alındığı Cenevre’deki toplantıya katılan diğer üye ülkeler de durumun iyileştirilmesine yönelik tavsiyelerde bulundu. Aralarında İran, Irak ve Suriye’nin de bulunduğu Müslüman ve Arap ülkeler, İsrail’in Gazze’deki savaşta İsrail’e verdiği desteği eleştirdi ve Almanya’dan ülkedeki Filistin yanlısı gösterilerin engelsiz bir şekilde düzenlenmesini sağlaması talep edildi.
Alman hükümetinin insan hakları sorumlusu Luise Amtsberg ise ülkesinin İsrail ile Hamas arasındaki savaşa yönelik tutumunu savundu. Hamas’ın İsrail’e yönelik saldırılarını “barbarca” diye nitelendiren Amtsberg, İsrail’in kendini savunma hakkına vurgu yaptı.
Her ülke 4,5 yılda bir mercek altına alınıyor
Cenevre merkezli BM İnsan Hakları Konseyi, 47 üye ülkeden oluşuyor. Ancak BM’ye üye 193 ülkenin tümü, bir ülkedeki insan haklarının durumunun masaya yatırıldığı oturumlarda soru yöneltebiliyor ve söz konusu ülkeye tavsiyelerde bulunabiliyor. Üye ülkeler arasından kurayla belirlenen üçlü çalışma grubu (Troyka), oturumdaki görüş, ifade ve tavsiyeleri de içeren bir rapor hazırlıyor. Troyka, şu an Lüksemburg, Senegal ve Katar’dan oluşuyor.
Her üye ülke, BM antlaşmaları uyarınca, 4,5 yılda bir insan haklarının durumuyla ilgili genel gözetim sürecinden geçiriliyor. Üye ülkenin birkaç aylık bir süre içinde yazılı olarak raporun içeriği ile ilgili görüşlerini iletmesi, raporu kabul ya da ret ettiğini bildirmesi gerekiyor.